Hava yağmurlu ve güzel bir toprak kokusu var, camım açık, arabada üşümeme rağmen, havanın soğuk soğuk yüzüme vurmasından ve arabanın ıslak yolda çıkardığı sesi dinleyerek gitmekten haz duyuyorum...
“Hiç aklıma gelir miydi bu ayrılık?
Kendime soruyorum, cevap yok, neden ayrıldık...”
Kendime soruyorum, cevap yok, neden ayrıldık...”
O sırada aklıma bu yolda yaşananlar geliyor... Çocukluğunun geçtiği şehirde hayatına devam edenler için; her köşenin, her yolun, her ağacın bir anlamı vardır... Bir anıyı çağrıştırırlar, ve bazıları bugünkü gibi canlıdır gözümüzde, nerede, nasıl, ne sürede olduğunu; duvara asılmış, ve her gün gördüğümüz bir tablodaki detaylar gibi biliriz...
“...Hiç hesapta yokken, böyle durup dururken
Yine aynı telaş, yine aynı hüzün, yeniden yalnızlık...”
Yine aynı telaş, yine aynı hüzün, yeniden yalnızlık...”
Yağmurlu havalarda, yalnız, tek başıma bir yolculuk yapıyorsam eğer; belki gri bulutlardan, belki de yere aks eden renkten, hüzünlü anılar canlanır gözümde; eski aşklar... bazen de ayrılıklar ve kayıplar... Ama yağmurun o inanılmaz etkisi, bu hüzünleri bile sevdiriyor insana... Anılar, duygulardan arınmış canlanıyor bu havada, ve sanki düşen her damlada yenileniyor insan...
“...Ah... acıyor bak canım bazen,
Ama gel diyemem... gelme hiç diyemem...
Yar... dönüyor bak tüm aşklarım bazen,
Sen de dön diyemem... yanma hiç diyemem...”
Ama gel diyemem... gelme hiç diyemem...
Yar... dönüyor bak tüm aşklarım bazen,
Sen de dön diyemem... yanma hiç diyemem...”
Radyoda “Yan Sen” isimli bir parça çalıyor, Gökhan Türkmen söylüyor... Kim tanımıyorum, ama müzik hoş, sanki kendi anılarımı izliyorum yolda, ben yaşamamış ve acı duymamış gibiyim, yağmurla oluşan toprak kokusu sanki tüm olumsuzlukları hatıralardan almış gibi...
“...Yan sen!
Bir ses gibi, herkes gibi, dünler gibi... yan!
Geçtim tüm hayaller gibi, düşler gibi... yan!
Git ne yapıyorsan, ben nasılsa görmeyeceğim
Sonra geri dönme, ölsen dönmeyeceğim...”
Bir ses gibi, herkes gibi, dünler gibi... yan!
Geçtim tüm hayaller gibi, düşler gibi... yan!
Git ne yapıyorsan, ben nasılsa görmeyeceğim
Sonra geri dönme, ölsen dönmeyeceğim...”
Bu kadar melankoliye rağmen, yine de havada farklı bir enerji olduğunu hissediyorum... İçimde mutlu bir hüzün var... Bitmesin istiyorum yağmur, bu akşamüstünde hep gri-pembe olsun gök, yol bitmesin; yüzüme vursun nemli ve serin hava...
Yağmur... cama vursun, gök... gürlesin uzaklarda, toprak... sessiz sessiz ıslansın, ben... karışayım yağmura, ışığa ve toprak kokusuna...
30.10.2010
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder