12 Aralık 2010 Pazar

Dogy Dog

Bilindik klişeler vardır: “Köpekler en sadık dostlarımızdır”, “Hayvanları sevmeyenler, insanları sevemez” diye. Çarpım tablosunu ezberlemiş gibi, bu ve benzeri sözleri söyler herkes ahkam keserken. Ama gerçekler öyle mi?
Çok aramaya, araştırmaya gerek yok. Sokağa çıkın ve bir saat kadar yürüyün, hatta yürümeyin bile, bir saat bir noktada oturun, geleni geçeni seyredin. Kovalanan bir köpek veya sokak kenarında topallayarak yürüyen bir kediye rastlamak olağan...
Girne’de güzel bir mekanda, deniz kenarında yemek yiyoruz, oraya ait iki kedi var, o kadar ekabirler ki “gel pisi seni seveyim” deseniz gelmezmer. Öyle dolaşıyorlar, daha serin bir yerde uyumak için. Buna rağmen zavallı hayvanların en sık duydukları iltifat(!) “Pısssst! Git burdan”, bir de çaktırmadan ayakla yapılan tekmemsi bir hareket. Ya kedilerin hiçbir talebi yok, ne yemek ne de sevgi istiyorlar, durup dururken nedir bu hayvanlara karşı saldırganlık eğilimi!?!
Geçtiğimiz iki hafta içinde şahit olduğum ikinci olay ise bir kafenin önde oturan köpeklerin hem çalışanlar hem de müşteriler tarafından kovalanması.... ne var yani gölge bir köşede köpeklerin oturmasında?  Ne olacak kovaladığında? Başın göğe mi erecek?
Ha bir de yeni bir trend var Türkiye’de, yakında bize de geleceğinden kuşkum yok! “Köpek olan yerlere melekler gelmez”miş!!!! Ramazan ya şimdi hayvan şiddetine ‘dini bir mazeret’ üretiliyor. “Zekası kıt! Sen dine o kadar bağlıysan, her canlının yaşama hakkına saygı göstermen gerektiğini bilmiyor musun?”
Yurt dışında çok uzun yaşamışlığım yok, ama yaşadığım ve seyahat ettiğim sürede böyle örneklerle karşılaştığımı hatırlamıyorum. Hatırladığım ‘pet rescue’ programları ve barınaklardan alınan ev hayvanları.
Biz birbirimizi ne zaman seveceğiz acaba? Bu kadar az hayvan sevgisi varken, insan sevgisi çok zor!

23.08.2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder