Geçtiğimiz hafta sonu iki farklı düğüne katıldım; benim için özel olan insanların. Ve farklı konseptleri vardı bu organizasyonların.... Özetlemek gerekirse benim açımdan; kuaför – makyaj – eğlence ve danstı tümü yaşananların, ve mutluluğunu paylaşmak kuzen ve arkadaşlarımın J
İlk düğünümüz, neredeyse “elimize doğdu” diyebileceğimiz sevgili Ülfet’imizin düğünüydü ve 20 dakikada ancak kolyeyi takabildim, elim ayağım birbirine karıştığından... Lefkoşa – Girne – Mağusa ve Güzelyurt dışındaki yerlerde düğünlerin daha içten olduğunu düşünmüşümdür hep, daha farklı nüfus yapıları olduğundan. Bu da öyleydi; davetliler sadece tebrik edip gitmedi bilindik Kıbrıs düğünlerindeki gibi; dans etti, eşiyle dostuyla muhabbet etti... düğün bittiğinde bile kalabalıktı ve enerjisi pozitifti insanların... Kuzenler olarak biz de neredeyse bütün gece pistteydik, ayaklarımız zonklayana ve kopana kadar bağcıkları ayakkabımın...
Ertesi gün de sevgili arkadaşım Şükran’nın düğünü vardı; sadece 200 beyaz kıyafetli davetlinin katıldığı bir organizasyonda. Minik beyaz güllerden yapılmış taçlar takıldı davetli tüm bayanlara, ve beyaz balonlar verildi, ucunda nikah sonrası yakılacak maytaplarla... Düğüne Shakira’nın ‘waka waka’ şarkısıyla girdi oğlunun kolunda ve oynayarak yürüdü beyaz kıyafetli bayanların oluşturduğu koridorda... Aslında çok fazla insanı tanımıyordum ama gecenin sonunda göz aşinalığından herkes karışmıştı zaten aynı tune’da. Müzikler genellikle 80’ler poptu ve yeşil alanda herkes ya parmak arası, ya spor ayakkabı, ya da çıplak ayakla dansta... Bir örnekti bu; “özel günlerin” sadece özel insanlarla kutlanabileceği hakkında...
Bu yazının sonu yok aslında...sadece paylaşmak istedim son 48 saatimi bu yazıyı okuyanlarla...
***
“Bir filmin sonu gibi yaşıyorum seni,
Eski bir yalnızlıktan ödünç almış gibi.
Yasaklarım günahlarım bırak bana kalsın,
Eski bir çığlık gibi hâlâ aklımdasın.
Eski bir yalnızlıktan ödünç almış gibi.
Yasaklarım günahlarım bırak bana kalsın,
Eski bir çığlık gibi hâlâ aklımdasın.
Seni unutmama izin verme!
İlan-ı aşk ediyorum benimle evlenir misin?
Beraber yaşlanmaya bir kalemde söz verir misin?
Beraber yaşlanmaya bir kalemde söz verir misin?
Ben de seni seviyorum sana söz veriyorum
İyi günde kötü günde kadınım diyorum...”
İyi günde kötü günde kadınım diyorum...”
Kutsi
30.08.2010
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder