12 Aralık 2010 Pazar

Haberler... Diziler...

İnsanoğlu, bir günlük gazetede, Orta Çağ’da 100 yılda toplanacak kadar yeni bilgi ile tanışıyormuş... Dünün 100 yılı, bugünün 1 gününe denk!.. Nerede okuduğumu hatırlamıyorum ama aklımda kalmış bu bilgi,  herhalde “Dünyanın hızı arttı” denirken, bu kastediliyordur...
Ben de bu hıza ayak uydururmaya çalışırken, biri internetten olmak üzere günde 3 gazete okuyor, aynı anda hem roman hem de kişisel gelişimle ilgili kitaplar ve makaleler hatmediyorum... Günlük rutinlerle, bu yeni bilgi edinme süreci birleşince, zaman oldukça dolu ve hızlı geçiyor haliyle. Tabii internetteki sosyal paylaşım siteleri ve televizyon programları da her 24 saat içinde belirli bir zamanı kaplıyor ister istemez... İşte benim de değinmek istediğim konu bu! ‘Haberler’; görsel, yazılı veya sözel, ve televizyon kanallarındaki ‘diziler’...
Haberlerde ve dizilerde şu sıralar sürekli olarak bizlere sunulanlar: Tecavüz, cinayet, silahlı darp, kavga, dolandırıcılık, hırsızlık, çocuk istismarı... haciz, temel hak ve özgürlüklere saldırı, doğa ve hayvan katliamı, entrika...
“Habercilik böyledir” diyeceksiniz... Halka gerçekleri anlatmak gerekir... Doğru! Ama, bu “drama” niye? Her haber ayrı bir mizansende anlatılıyor; daha çok ağlayalım, daha çok üzülelim diye!.. Ya diziler?!?! Onlar en fenası! Popüler olanlara bir göz atalım: Pazartesi ‘Ezel’; kabadayıyız, Salı ‘Öyle Bir Geçer Zaman Ki’; ağla ağla, Çarşamba ‘Yaprak Dökümü’; daha da çok ağla ağla, Perşembe ‘Kurtlar Vadisi’; silahlar konuşsun ve ‘Fatmagül’ün Suçu Ne?’; her bölüm kanser sebebi, Cuma ‘Hanım’ın Çiftliği’; öfffffffff... Sezonda iki komedi dizisi var izlenen; ‘Türk Malı’ ve ‘Deli Saraylı’ ama onlar da şu bahsettiğim “hüngür” dizilerle çakışıyor!
Sonra sosyologlar, psikologlar soruyor: “Niye insanlar depresif, şiddete eğilimli, psikopat ve... oluyor?” diye... Eh biraz etrafımızdaki haber ve dizilere bakarsak, nedenin %50’sini görmemek mümkün değil!
Henüz ikinci kitabını bitiremediğim “Yaşam Çiçeğinin Unutulmuş Sırrı I”de şöyle diyordu; “...anti-savaş hareketi yerine, barış hareketine katılın...önemli olan enerjinizi hangi yönde harekete geçirdiğiniz...”, kelimesi kelimesine böyle olmasa da, ana fikir buydu... Yani ‘tecavüz kötüdür’ demek yerine, ‘insana saygı duyun’ olmalı mesaj! Bu şekilde daha sağlıklı düşünmeye başlayabiliriz... Belki de tüm eğitim sistemi revize edilmeli; kendimize, çevremize saygı duymalı ve sevmeliyiz önce, ki başka insanları da sevelim sonra... Ailesinde şiddet gören bir çocuğun, şiddeti ilerki yaşamında kullanması çok büyük bir olasılık, aynı şekilde istismarı, kadına saygısızlığı...
Ben, dizi ve haber izlemeyi bıraktım, gazetelerde ise başlıkları okumayı tercih ediyorum ve seçtiğim  detayları. Bunu yapmaya başladığımdan beri daha huzurlu olduğumu söyleyebilirim ve kesinlikle size de tavsiye ederim... Ruhen ve zihnen sağlık için yapılması gereken bu! Kötü detayları kendinizden uzak tutun!
19.10.2010  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder