Ne renkte olursa olsun, ya da ne desende...
Açamazsın kurdeleyi,
Çözülme zamanı gelmeden önce.”
Hayatlarımızda
bazen istemeden de olsa yaşadığımız bağımlılıklarımız ve
kurtulamadığımız bağlılıklarımız vardır; mantığımızın doğru bulmadığı,
ve sonlandırmamız için bize baskı yaptığı. Ancak, insan içinde öyle bir
mekanizma çalışmaktadır ki; mantığın, beynin söylemlerini etkisiz hale
getirebilir, kalp henüz hazır değilse...
Kalp
hazır olduğunda ise, ne kadar sıkı düğümlenmiş olsa da bağımlılık
kurdelesi size, kurdelenin kumaşı bırakır bağlanmışlıkları, su gibi
açılır boğumlar ve sanki hafifler insan, yenilenmişcesine...
Bir
kurdele imgesiydi işte, benim de yaşadığım, o hafifleme duygusu ile. Ne
kadar zorlanmış olduğum, artık gülümsetiyordu beni, özgürleşme
seferinde. “Yaşayınca anlarsın” dedikleri duyguyu, yaşıyor, ve gerçekten
öncesinde anlamadığımı görüyordum, çözülmüş bu imgelemede... Sıkıntı,
dert, gözyaşı olarak gördüğüm bu düğüm, şimdi açılmış ve özgürdü zamanı
geldi diye.
Hepimiz,
yaşadığımız ve çözülmez sandığımız düğümlerde, işte bu yüzden
yüklenmemeliyiz kendimize, ya da yakınlarımızda gördüğümüz “kurdele”
şekillerine. Çünkü, insanın ruhu, bedeni ve kalbinin hazır olduğu an
gelince, özgürleşme kendiliğinden gerçekleşecektir, sadece güveni
kaybetmemeli o anın geleceğine...
Her düğüm açılmak, her bağımlılık özgürleşmek için işler içimize...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder