12 Aralık 2010 Pazar

Sor ! Sor !...

Çevremizde dostlarımız vardır, bir “alo”ya bakar  yanımıza gelmeleri ihtiyacımız olduğunda... Bir  de kendilerini “dost gibi” görenler vardır, gerçekte öyle olmayan, hayatlarımız hikaye gelir onlara... Mecburiyetten iletişim kurmak zorundayızdır bu ikinci grupla, her nekadar ayaklarınız geri adımlar atsa da...
Herşeyinizi sorgularlar hadleriymiş gibi sizi gördükleri ilk anda ve içinizden farklı işkence sahneleri geçirirsiniz, kibar davranmaya çalışırken onlara, bitmesini istediğiniz o anlarda;
-yeni bir iş buldun mu?
-aaa bu yaz da mı evlenmiyorsunuz?
-ne oldu ev işi? maddi bir sıkıntı mı var?
-niye ayrıldınız? başka biri mi var?

gibi sorularla derler“merhaba”, ve bilirsiniz ‘muhabbet konusu’ olacaksınızdır başka sohbetlerde onlara...
Aslında görüşmek tam bir ceza gibidir bu ikinci grup insanla, ama görüşmeseniz de bu kez daha rahatsız edici olurlar hayatınızda; hikayeleri hem yazar, hem oynar, hem de inanır olurlar, siz tek bir söz etmemiş olsanız da... Bir de ‘kendini beğenmiş’ olursunuz görüşmediğiniz zamanlarda, tek amacınız onların enerjisinden korunmak olsa da...
Rol yaparız hep yanlarında; en büyük gülümsememizle anlatırız hayatımızın ne kadar mükemmel devam ettiğini onlara... “anlaşamadık, ayrıldık, elektriğimiz tutmadı” deriz, bitmişse ilişkimiz başka bir insanın ortaya çıkmasıyla, veya ‘bu yıl ekolojik tatil yapıyoruz’ olur, paramız yetmediğinde cruise’a!
Bütün bu kötü tabloda, bir ışık belirir yine de “gerçek dostlarınızla”, size eşlik ederler alakasız davetlerde mesela, ya da sahte bir çağrı yaparlar telefonla, kaçıp kurtulmanız için rahatsız edici ortamlarda...
***
Bir kıvılcım düşer önce, büyür yavaş yavaş
Bir bakarsın volkan olmuş, yanmışsın arkadaş
Dolduramaz boşluğunu ne ana ne gardaş
Bu en güzel, bu en sıcak duygudur arkadaş

Ortak olmak her sevince, her derde, kedere
Ve yürümek ömür boyu, beraberce, el ele
Olmasın hiç o ta içten gülen gözlerde yaş
Bir gün gelip, ayrılsak bile seninle arkadaş
(Yollarımız ayrılsa bile seninle arkadaş)

Evet arkadaş; kim olduğumu, ne olduğumu
Nerden gelip, nereye gittiğimi sen öğrettin bana
Elimden tutup, karanlıktan aydınlığa sen çıkardın
Bana yürümeyi öğrettin yeniden
El ele ve daima ileriye
Bir gün
Bir gün birbirimizden ayrı düşsek bile
Biliyorum, hiçbir zaman ayrı değil yollarımız
Ve aynı yolda yürüdükçe
Gün gelir ellerimiz yine dostça birleşir
Ayrılsak bile kopamayız
Melike Demirağ – Arkadaş
28.08.2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder