Ayşe Kulin’nin “Veda”sını okuyorum akşamları... tüm güne veda edip, uyukuya dalmadan önce... Bir ülkenin, bir şehrin, bir konağın, bir Osmanlı’nın, bir Kurtuluşçu’nun, bir ‘aşkın’ ve bir ‘sevda’nın vedasını... Ayrılmak, farklı yollarda devam etmek, arkaya bakmamak zordur aslında... Karar verirsin ‘veda’ya ama, bazen kalbin, bazen de beynin zorlaştırır bu olayı sana... Göz yaşı, ve buruk bir yürek, yoldaş olur bu ayrılığa, sonra “Her son, bir başlangıçtır” dersin, ve devam edersin yoluna...
Ancak, her ayrılık acı değildir; eski bir yaşa, veya sonlanan yıla veda etmek, hiç de hüzünlü yaşanmaz hayatlarımızda... Yeni yaşı, ve yeni yılı coşkuyla kucaklarız, her 365 günlük dönümün ardında... Hediyeler alırız sevdiklerimizden, ve çeşitli kutlamalarla ‘kolay unutulmaz anılar’ yaşamaya çalışırız heyecanla...
Ama nedendir bilinmez, özel kabul edilen bu günlerde, bazen özensiz davranır karşımızdaki kişiler... Siz, her detayı ince ince planlarken, hediye olarak her yıl tekrarlanan bir objeyi, veya hediye edilmiş ama beğenilmemiş bir armağanı alabilirsiniz; “dolaşımda olan hediyeler”den birini; bir arkadaşımın da dediği gibi!.. Nasıl canım sıkılır böyle durumlarda!!! “Özenmiyorsan, hiç alma!” demek gelir içimden... Fiyatı, markası, büyüklüğü hiç önemli değildir, ama, benim için zaman harcanmamış, düşünülmemiş hediyeleri almak da çok anlamsızdır aynı zamanda... Ben, eski yıla veda ederken, 5 hafta öncesinden armağan listemi hazırlar, her isim için ayrı ayrı düşünürken, üzücüdür aynı ihtimam gösterilmiyorsa bana L...
Özensiz başka bir konudan daha bahsetmek istiyorum, beni rahatsız eden yıl vedalarında. Eski – yeni yıl geçiş seremonilerinin vazgeçilmezi olan; “dış mekan süslemeleri”dir bunlar!.. Mağazalar gibi caddeler, elektrik direkleri ve çemberler süslenir, yerel sorumlularca. Özel işletmeler, sahiplerinin ve yetkililerinin zevkine göre konsept değiştirebilir, ama, herkesin ortak kullanım alanı olan yollardaki süslemelerin daha planlı, daha itinalı hazırlanması gerekmez mi böyle zamanlarda??? ‘Kaş yapayım derken göz çıkaran’ bu süslemeler, gerçekten de gözümüzü çıkarıyor, yine bu yıl tüm güzergahlarda... Ne bir mesajı var, ne de bakış açısı, sadece bir görüntü kirliliği, o kadar!!!... Son 2 gün içinde, 3 büyük yerleşim merkezine gitmem gerekti, ve dönüş saatlerim hep akşam, güne veda ettikten sonra oldu. Gün içinde ışıklandırılmadığından anlamsız ve cansız duran konstrüksiyonlar ve yapay ağaçlar, akşamları ışıklandırıldığında da pek hoş görünemedi gözüme, hayal kırıklığım yine hat safhada... Sağda bir ağaç, solda bir daire, kenarda bir elektrik direği ve onlara sarılmış ışıklı kablolar... ‘Belki hiç yoktan iyidir’ diyeceksiniz ama, madem ki elimizde bu kadar çok kablo ve ağaç var, niye daha iyi aranjmanlar yapılmıyor, hep bir zevksizlik örneği tekrarlanıyor, tüm yıla vedalarda...
2010’da son demleri yaşarken, ve A. Kulin’nin ‘Veda’sını sayfa sayfa hissederek okurken...Her vedadan sonra, yeni bir yaşa ve yeni bir yıla girer gibi, coşkuların ve yeni heyecanların yaşanmasını dilerim... 2011’de tüm dilekleriniz gerçek olsun, “veda”larınız mutlu olsun...
Sevgiler...