8 Ağustos 2014 Cuma

Sezon Ortası; Trajikomik Tatil Yazsı

Yaz mevsimi, Kıbrıslılar için sıcaktan şikayetleri hiç bitmese de, en sevilen dönemdir sanırım; dünyanın hiç bir denizi ile karşılaştırılamayacak kadar güzel mavisi ve neredeyse 6 ay süren yaz akşamı muhabbetleri ile... Yine böyle bir sezondayız işte, ve yazımızın bitmesine daha 3 ay var, tam da sezonun ortasında, bu uzun mevsimi yaşıyoruz bir akış içinde.

İşte tam bu orta noktada, sosyal medyadan bahsetmek istiyorum biraz, tatilde vaktim olduğundan neredeyse tüm paylaşımları görebildiğimden: Öncelikle anlam veremediklerimden bahsedeyim; bakalım siz de ortak sorgulama yapmış mısınız bu sürekli düşen resimlere:

Anlam veremediklerim 1: Deniz veya havuz kenarında şezlongda yatırken, tam 90 derecelik açıdan, kollar ile göğüs kısmının sıkıştırıldığı selfie(özçekim)ler. Sosyal medyada bu resimler sağ olsun, herkesin gün be gün kaç derece güneş yanığı olduğunu ve hangi bikini ve mayolarla sezona başladığını öğrendik. Öğrendik öğrenmesine de; bu paylaşımdan ne kazandık?!.. “Bakın çok seksi yatıyorum” mu verilmek istenen mesaj, yoksa “Göğüs dekoltem çok iddialı” mı... bilinmez ama, arkadaşlar bu resmi görenler zaten sizin fiziğinizi biliyorlar, sıkıştırılmış ve resimde 2 beden büyümüş görülen göğüs ölçünüzün, gerçekte ne olduğunun farkındalar. Unutmuşsanız hatırlatayım dedim.

Anlam veremediklerim 2: Deniz veya havuz kenarında şezlongda yatırken çekilen, bacak arası ve ayak resimleri... Şimdi burada nasıl bir mesaj verilmek isteniyor onu sorgulayalım; “Her gün farklı renk tırnak cilası kullanıyorum” –Eeee bundan bize ne?!!. “Ayaklarım çok güzel...” –Yanılıyorsun, neredeyse herkesin ayağı aynı, belirgin farkı ayak numarası?!!. “Bacaklarım uzun ve seksi” – O açıyla poz ver boyun 1.50 olsa bacağın uzun görünür bebeğim, yeme bizi?!!. “Resmime bak! Seni bacaklarımla, ayaklarımla baştan çıkarabilirim” –Beyninle zor olduğuna göre, alternatif araman çok normal, ama ümitsizliğini bu kadar belli etmesen ve cinsel kimliğini bu kadar ön plana çıkarmasan; belki ‘kadınların meta olarak algılanmasına’ kendi ölçeğinde destek vermezsin be güzelim, azcık büyük resmi de düşün!

Anlam veremediklerim 3: Kendilerini özel operasyonda zannederek, yaşadıkları her detayı ‘harekat üssü’ ile paylaşanlar; “Çok sıcak aldım denize giriyorum – sıcak hissediyor”, “Denizde çok kaldım güneşleneyim – ıslak hissediyor”, “Güneşte çok kaldım, soğuk kahvecik yolda – susamış hissediyor”... Vallahi bu şekilde yediklerinizle, içtiklerinizle ‘merkez’ bağırsak çalışmanız ve gece kaç saat uyuyacağınız ile ilgili bilgi sahibi bile olabilir, haberiniz olsun. Azcık da yediğinizi, içtiğinizi, ne yaptığınızı kendinize saklayın arkadaşlar, yüz yüze insanlarla konuşacak bir şeyiniz kalsın...

Anlam vermediklerim ve ti’ye aldıklarımdan, üzüldüklerime geçecek olursak; geçtiğimiz 10 gün içinde 4 uçak seferi yapmış biri olarak, ülkemize ‘turist’ adı altında gelen, ve her ilgili dönemde “bilmem ne kadar yabancı turist geldi” diye övünen otoritelere naçizane bir cevap vermek istiyorum:

‘Turist’i, en basit şekli ile; yalnız, ailesi veya arkadaşlarıyla, tatil yapmak amacı ile seyahat eden, seyahat ettiği ülkenin ekonomisine katkıda bulunan ve gidilen yerdeki turistik ve tarihi zenginlikleri ziyaret eden bir ‘ticari grup’ olarak tanımlarsak, ülkemize inen uçaklardaki yolcu profilinin, bu tanıma ancak %10’unun uyabildiğini ve övünerek “bilmem kaç bin giriş oldu” demenin; kendini kadırmaktan öteye gitmediğini, aynı zamanda bu gerçeğin de, çoğu kişi tarafından bilindiğini yeniden hatırlatmak istiyorum. Tabii bir de ‘deniz yoluyla’ girişler var ki, orada bu %10 da yok!

Görmemezlikten gelen gözlere saygılarımla!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder