“Bir varmış... bir yokmuş... Ego ve Egoiye adında iki genç
varmış... Bu gençler, birbirlerini tencere yuvarlandı, kapağını buldu misali
bularak, bir yuva kurmaya karar vermişler, ve bir müddet sonra ailelerine baby
eggoolar katılmış....” diye masal anlatmaya başlasam, hoşunuza gider miydi?
Yoksa hayatımız zaten ego-centric (ben-merkezli) insanlarla dolu, aman yapma mı
derdiniz?... Yarı şaka, yarı ciddi bu konuya değinelim yine de; malum,
çevremizde o kadar “ben”ci varken, hepimiz ortak birşeyler bulabilecektir bu
vesileyle...
Gerek sosyal çevremizde, gerek iş yerlerimizde Ego Ailesi
bireylerini görmemek mümkün değildir. Bu aileye mensup olanlar; herşeyin en
iyisini bildiklerini, en mükemmel olduklarını, herkesin kendilerini dinlemesi
gerektiği... gibi bir sarmala o kadar çok inanırlar ki, bazen
karşılarındakileri “geçici bir süre hizmet dışı” bırakabilirler...
Kadın versiyonları; Egoiyeler, “Gırgıriye” karakterleri gibi
çakma asalet ve üslupları ile tam bir baş ağrısıdırlar. Hele, hasbel kader,
Egoiye, mevki sahibi olmuş veya öyle biriyle birliktelik yaşamaya başlamışsa;
tek kişilik orkestraya dönüşebilir. İcrası; notasız ve kuralsız bir şekilde!
Erkek versiyonları Bay Ego’lar ise; komik bir narsizm ile “ben”lerini beslemeye
çalışırlar. Kadın versiyonları gibi, boş konuşarak zaman öldürmek ise en
belirgin özellikleridir. Gereksiz ve zamansız şakalar, yerini gereksiz ve
zamansız saldırılara da bırakabilir...
Bu familyadan kurtulmak pek mümkün olmamakla birlikte, benim
muhatap olanlara tavsiyem; iletişimlerini minimum seviyeye getirmeleri
olacaktır. Aksi durumlarda, sinirsel ve fiziksel rahatsızlıklara yol açabilecek
bu tür için, henüz bir ilaç geliştirilememiştir çünkü. İletişimi kesme imkanınız yoksa; bırakın
konuşsunlar, siz yine bildiğinizi yapın. Polemiğe girmek, sizin daha uzun
saatlerinizin harcanması anlamında gelecektir en nihayetinde, ki buna da hiç
gerek yok!..
Bırakın onlar masallarda kalsınlar...
"Bir varmış, bir yokmuş,
Evvel zaman içinde,
Kalbur saman içinde,
Pireler berber iken,
Develer tellal iken,
Ben anamın beşiğini, tıngır mıngır sallar iken,
Çok gerekli bir şeyi, gece gündüz arar iken,
Saçım diken, vücudum bir ağaç gövdesiyken,
Ağzım durmadan şarap testisi iken,
Gözlerim bilmeden birilerini gözler iken,
Şimdi bilmiyorum hangi yıl iken,
Aynen böyle bir günde, karışık kafalı bir akşam üstüymüş, bir kadın yaşarmış bir kentin içinde ...”
Evvel zaman içinde,
Kalbur saman içinde,
Pireler berber iken,
Develer tellal iken,
Ben anamın beşiğini, tıngır mıngır sallar iken,
Çok gerekli bir şeyi, gece gündüz arar iken,
Saçım diken, vücudum bir ağaç gövdesiyken,
Ağzım durmadan şarap testisi iken,
Gözlerim bilmeden birilerini gözler iken,
Şimdi bilmiyorum hangi yıl iken,
Aynen böyle bir günde, karışık kafalı bir akşam üstüymüş, bir kadın yaşarmış bir kentin içinde ...”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder