Genellikle Pazar geceleri yazıyorum okuduğunuz satırları;
gece yarısı sonrası, heryer sessiz ve uyukudayken, hafta boyunca başıma gelen
ve zihnimi meşgul eden olaylar veya dolaylı olarak etkilendiğim
yaşanmışlıklardan esinlenerek... Sanki hayali bir sepetim varmış gibi, konuları
orada biriktirip, ona göre paylaşmaya karar veriyorum, bir yerde kendimi
anlatmaya geçerek...
Siyaset, din veya kişiye göre uçlarda olabilecek konuları
yazmayı sevmiyorum. Fikir sahibi olmadığımdan değil elbet, ama bunları
tartışmayı sevmediğimden. Aslında, bu konularda yazan/konuşan birçok kişi kadar analiz ve
yorum yapabiliyorum ama; “lafla peynir gemisi yürümez” sözüne istinaden, seyretmeyi
tercih ediyorum bu insanların hallerini; aynı noktada, döne döne, başı dönenleri!
Ancak, bu hafta, ben de iki çift laf etmek istedim malum
konuda; peynir gemisini yürütebileceğimden değil ama, en çok sepetimde beni
meşgul eden ve dinlediğim için bu hafta boyunca...
Politikaya inanmam! Ülkemizdeki siyasi partilerden hiçbirine
sempati duymam ve duyanlarla da pek tartışmam! Gerçek ekonomisi olmayan bir
toplumda, ya ona ya buna “bağımlı” yaşam arasında sürekli tercih yoluna gidilen
bir yerde; ülke-devlet-görüş-iktidar-muhalefet gibi kavramların gerçekliliğine
inanmam. Hatta analitik düşünebilen/bildiğini iddia edenlerin de, bu kavramlar
çerçevesinde aynı nakaratları seslendirmesinden pek hoşlanmam...
Ama asıl hoşlanmadığım; “boş eleştiriler”dir; her konuda,
özellikle sözde ‘icraatler’ karşısında. Eleştiri, doğru ve gerçekçi yapıldığında;
amacı, karşıdaki tarafı daha iyiye yönlendirmek, farklı açıları göstermek ve
daha iyi çözümler üretmek olmalıdır. Eleştiri adı altında, sırf sizden farklı
düşündüğü/inandığı için saldırılar varsa, bu asıl amaçtan çok uzak; çözüm değil,
daha çok düğüm yönünde bir hareket olur.
Gündemi takip edenler ve buraya kadar bu sıkıcı konuyu
okumayı tercih edenlerler, belki nerden bahsettiğimi tahmin edebilirler, ama tahmin
edemeyenlere yazının özü; daha iyi bir “yol” bilmiyorsan, bulmaya çalış! Bunu
sırf kendin için değil, hele siyasetle uğraşıyorsan toplumun için yap! Yap ki;
gemi biraz yol alsın! Peynirler küflendi, gemi su aldı, millet daha rotada
anlaşamadı!..
Bu gidişle tek bir cümle yankılanacak; “Batan Geminin
Malları Bunlar!”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder