Bazen olur, bir insan girer hayatımıza, saplanır kalırız.
Mantığımız, arkadaşlarımız, ailemiz aynı nakaratı tekrarlar ama, nafile, bir
“kalbe yapışma” durumudur kalır. Bir türlü akıl üstün gelemez yürekten... Hep
yürek akla hükmeder, ve akıl sersemlemiş bir şekilde kurcalar da durur bu
durumu...
Mutlu olamazsın bir türlü, zaten mutlu olabilmek için akıl
ve kalp uyumu gerekir ki; sende yoktur o da... Rolantide kalmış, aynı yörüngede
döner durur, zaman harcarsın boş bir hayal peşinde...
Ve malesef böyle durumlardan kurtulabilmenin sadece tek bir
yolu vardır; yaşanacak bir şok! Sana tokat gibi gelecek bir söz! O hükmeden
kalbi durduracak bir duvar....
Canın acır, için ağlar, sanki daha çıkmaz bir hal alır
durum. Bir suçlu ararsın genelde ve çevrenden çıkarmaya çalışırsın hıncını. Sinirlenir
küsersin ilgisiz insanlara, terslersin arkadaşlarını, kimi anlıyor kimi
anlamıyorsa da... Bir müddet böyle devam
eder hayat...
Sonra bir sakinlik başlar, her ne kadar beyin uzun süre
kaybetmişse de savaşı kalbe karşı, ince ince sarar yüreğin yaralarını,
iyileştirir usul usul, korunabileceğini hatırlatır ona, eğer dinlerse aklını.
Bu bir denge dersidir aslında, hayatın seni sınadığı. Dengede
olmayı öğrenene kadar yaşarsın aynı savaşı... Bir beyin üstün gelir, duygusuz
yaşarsın, kalp tamir eder başı, ya da duygular ağırdır, beyin en sonunda
tamirdedir kontrolsüz aşkı.
Aklın üstün olduğu savaşlarda da kontrol vardır gibi
hissedersin hep, zavallı kalp, beynin gücü altında, küs bir çocuk gibi oturur
bir köşede. Herşey planlı ve programlıdır; “kitaba uygun“! Ancak an gelip o
çocuk ağlamaya başladığında sevgiyi yaşayamıyor diye, akıl afallar, programlarında
çözüm yoktur uygun! O ağlayan ruh mutsuzluk yaratır bu kez ve sakinlik
başlayana kadar canın acır... için ağlar... Farklı bir tedavi yine şarttır!
Ta ki dengede olmayı başarana kadar hayatta, bu maç devam
eder gider. Beyin ve kalp birlikte hareket etmeyi öğrenene kadar, koşarken
düşerler. Aynı bir çocuğun dizlerindeki yararlar gibi, bir sağda, bir solda
yaralar olur, kabuklar bağlar, izler kalır ama en sonunda düşmeden koşmayı
öğrenirler.
Bazı çocuklar gibi kimileri daha önce yakalar dengeyi,
kimileri daha sonra, ama hepimiz koşabildiğimize göre şu anda, ümit hala var
malum denge konusunda...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder