9 Haziran 2014 Pazartesi

Benden... Senden... Bizden...



Şu anki gibi değil, hava soğuk mu soğuk... Ocak ayı; akşam üzeri, ancak güneş yok, gri bulutlar var, günlerdir gökyüzünde... Ayaz o kadar sert ki, giydiğim kalın kıyafetler sanki incecik gömlek, üşüyorum hem de çok, hatta içim üşüyor, durduğum yerde... Beklediğim otobüs bir türlü gelmiyor, ya da soğuktan zaman geçmiyor, bu rüzgarlı tepede...

Güneşin sıcaklığını hayal ediyorum, kış aylarında Kıbrıs'ta... Bunalıp kazağını çıkarmak istediğin sıcaklık, hani biraz dışarıda oturunca... Kapının önünde, kemiklerimizi ısıtırken, konuşkan komşumuzu düşünüyorum; "hade yapın kahvecikleri" diyen, bizi dışarıda görünce; habersiz, telefonsuz, çat kapı gelen...

15-16 yıl öncesinden bir anı... Duygusunu, birşeyleri özlediğimde hep yaşadığım, ve geçen gün, bir şekilde hatırladığım...

"Bizden" olan şeylerin manasını, uzakta olunca veya yaşayamayınca daha iyi anlarız ve hissederiz aslında; memleketin güneşi, insanların samimiyeti gibi, uzaktayken ve soğukta...

Apartmandaki yeni kiracıların adını bile bilmiyorum, sadece göz aşinalığı ve selamlaşmadan ibaret diyaloğumuz. Bir şeye ihtiyacım olsa; caddenin sonundaki arkadaşlarımı ararım herhalde, düşünmeden üst kattakiler evde mi diye. İnsanlar komşuları ile kahve içmiyor artık, bir hafta öncesinden, nerede nasıl olacağı belirlenen, arkadaş grupları ile buluşuyor bilindik kafelerde. Bayramlarda, aile yemeği vardı eskiden, şimdi doğumlar, evlilikler ve cenazelerle sınırlı görüşmeler... Ama, arada sırada, beklenmedik bir anda; bir söz, bir bakış yakalıyor ki insan, ruhu doyuyor, ta köklerinde...

Çok 'heves' ederek giymek istediğim eteğime bir tadilat yapılması gerekti geçen gün. Ancak yoğunluktan, gidip eteği alabilmem mümkün olmadı. Bunun üzerine terzi bayan "karşı evde Melahat Hn. var, ben ona bırakırım, sen eteğini ondan alırsın" şeklinde bir öneride bulundu. Başka seçenek de yok, "tamam" dedim ben de. Terzinin, komşusunun evde olacağını söylediği saatte, gittim, ve kapıyı tıklattım; tanımadığım birinin kapısını çalmanın tedirginliği ile... Tahminimce 70lerinde bir kadın, kapıyı açarak beni karşıladı, kocaman bir gülümsemeyle. O kadar içtendi ki, sadece 2-3 kelimelik bir diyaloğumuz olacağını düşündüğüm halde, kapıda kendimi bu "bizden" teyze ile muhabbet ederken buldum, tahminimce ev için uygun olmayan yemek saatinde. Eteği almış arabama doğru yürürken, yüzümde bir gülümseme, içimde ise o özlem duygusunun karşılanması vardı, yıllar sonra memleketimde...
***
Kaç "bizden" kaybettik acaba geçen yıllarda?
Ne kadar uzaklaştık birlikte yaşadıklarmıza? Kaç kez sorguladık gülen bir yüzdeki samimiyeti?
Benden... senden... bizden... bu sırada neler gitti?..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder