24 Haziran 2014 Salı

Kralın Kızı...

Önemli figürler vardır hayatımızda, bizi biz yapan... Bu figürler, varoluş amaçları ve yaşanmışlıklarla işler bilinçaltımızı, daha çok küçük yaşlardan... Önce annelerimiz gelir belki aklımıza; bize her zaman sığınacak liman, ama bir de babalarımız vardır yaşamımızda, etkisi en az anne kadar büyük olan...

İçgüdüsel, bizi var etmenin, büyütmenin verdiği bağla; koruyan ve seven, gözünden sakınan bu kadınların yanında, babaların rolü de önemlidir, özellikle kız çocukların hayatında. Babalık içgüdüsel değil, öğrenilen ve tatbik edilen bir durum olduğundan, belki de daha zordur onların işi, ve üstlendikleri sorumluluğun gerekleri...

Bizim ve komşu coğrafyalarımızın büyük bir kısmında, kız çocukları bir çok talihsizlikler yaşasa da, benim hikayemde, “Kral”ım hep yanı başımda...

Baba, cesaret verendir, “yapabilirsin, korkma!” diyen... Küçücük yaşta kolluklarını çıkaran, dalmayı öğreten, iki tekerlekli bisiklete ilk kez bindiren, gizli gizli direksiyonu veren, içkinin tadının nasıl olduğunu deneten... Aynı zamanda bir rol modeldir baba; bir erkeğin nasıl olduğunu gösteren; bir erkeğin bir kadına nasıl davranması gerektiğini her gün göz önünde sergileyen. Bir kız çocuğunun ileride, ilişkiler kavramında, en çok referansı bilinçaltına veren.

Nasıl bir erkek; arkadaş, eş, baba olur? Ne gibi değerlere sahip çıkar? İkili ilişkilerde bir çok kavram nasıl oluşur? Bir tarafın baskın, ya da iki tarafın dengede olması mı söz konusudur?.. Aslında tüm bu ve benzeri algılamalar, bebekken ve çocukken, kız çocuğunun babasıyla olan ilişkilerinde şekillenir ve karakterleşir... Günün sonunda büyüyen kız çocuğu, ya babasının iz düşümünü arar hayatta, ya da çizdiği ideal babanın veçhesini ilişkiler bağlamında...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder