24 Haziran 2014 Salı

Kaçak Gelinler

Evde, kelimenin tam anlamıyla pinekliyorum, bir önceki geceden biraz abartmanın sonucu, hiç bir şey yapacak halim yok. Sadece zapping yapıp, pek sakin olmayan midemi çayla bastırmaya çalışıyorum... Televizyon kanallarının birinde, yeni bir dizi fragmanı; Kaçak Gelinler.

İçimden gülüyorum, bu kadar evlilik meraklısı bir toplumda, böyle bir dizi; tam bir tezatlık meselesi... Belki bu zıtlıktan rating almaya çalışacaklar ama; kim kendini nasıl bu karakterlerle özdeştirecek... zor... Tabii izlemeden yorum yapmak da zor...

Mevsim yaz... Düğün zamanı... Nedense böyle bir gelenek de geliştirmişiz. Kış ayları bizde çok zor şartlarda geçmese de, çoğu insan, yaz aylarında açık hava düğünü yapmak istiyor, terleyerek ve saç fönleri nemden giderek, gece boyunca...

Düğünler, gelinler demişken, bu konuda sorgulamak istediğim noktaya gelmek istiyorum aslında; “düğün planlamaları”na... Hoş bu işten hayatını kazanan arkadaşlarım da var ama, benimki genel bir sorgulama, her halukarda para kazanılabilir, insanlar biraz daha kendilerini yansıtacak organizasyonlara kapılarını kapamasa...

Herkes için değil tabii ama; çoğu gelin-damat adayı “alışılmış” organizasyonların dışına pek çıkmak istemiyor, yumurta kapıya dayanınca... Aynı bilinen mekanlarda nikah, yemek, aynı düzenleme ve süsleme aranjmanları, aynı menüler, aynı insanlar, aynı markalardan gelinlik, damatlıklar, aynı takılar, pırlantalar...

Ama insanlar bu kadar aynı olamaz ki aslında?!.. “Ben farklıyım”, “Ben özelim” diyerek de, öyle olunmuyor işte, farklılık hareketlerinde görülmedikçe...

Mesela, çift için özel bir yerde nikah, ambiyansını beğendikleri bir yerde kutlama partisi, klasik gelinlik, papyon, saç topuzu, mücevherler yerine; başka alternatifler olabilir bu farklı günde...

Aynı pinekleme anında, zapladığım başka bir programdan da alıntı, konuyu özetlemek adına; “Evlilikler, büyük organizasyonlar, pahalı hediyeler, süper lüks villalarla anlam bulamaz hayatta... Evlilikler, aynı yastığı, aynı anahtarı ve aynı cüzdanı ‘birlikte’ yaşayabilmektedir, hem iyi günde ve hem de kötü günde. Çok şaşalı olmuş da, gönülde ve kalpte şaşasını bulamamışsa; ne fayda!”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder