Yahya
Kemal Beyatlı’nın, ölümü anlatan ve oldukça bilinen bir şiiridir
“Sessiz Gemi”, bestelenip Hümeyra ve Sertap Erener tarafından da
seslendirilen. Güzel bir nazım ve melodi olmasının yanında, içinde
ciddi mesajlar da barındıran bu eser, aynı zamanda yaşayanlar ve
yaşamdan ayrılanların, elden geldiğince tasvirini de yapar, seçilmiş
sözcükleriyle...
Yaşayanlar
gidenlerin arkasından “siyah ufka gözleri nemli bakarken”, gidenler
“memnun ki yerinden, dönen yok seferinden” der şair, hislere referans
olurken...
Geçen
gün, “ölü” olsam nasıl olurdu diye kendimce bir “empati oyunu”
oynarken, tüm inançları ve inanılanları da sorgulama fırsatı buldum,
kendi baktığım yerden. Cennet ve cehennemin, ölümden sonra değil,
dünyada yaşananlarla hissedildiğine inanan biri olarak, ben, ancak
ruhtan öte yaşayan bir bilinç olabileceği kanaatimle, bir ölü oldum ve
izledim kendimi, bıraktıklarımı geriden;
Geride
gözyaşı vardı önce, sonra alışmışlık bu gidişe, başka çare yokken
yaşam devam ederken... Yakınlar zorlandı anılar zihinlerde belirirken,
ama sadece tanışmışlara birşey farkettirmedi bu sefer, çok bir paylaşım,
geçmiş biriktirmeden...
Hayata
anlam yüklemek, insani bir buluşken, ama anlamlaştırırken yaşananları,
yaşam kendi anlamsızlaşıyorken, vardığım sonuç yeni değildi oyunumu
sonlandırırken;
Geçmiş
‘sessiz’, gelecek ‘bilinmez’ bir rotada iken; sadece sesli olan “an”
vardı elde, cennette veya cehennemde; ne yaşanıyor ve
hissediliyorken...