Hepimiz biliyoruz ki, Mayıs ayının ikinci pazarı “anneler
günü”... On gün öncesinden başlayan reklamlar, ve şirketlerin özel hizmet
duyurularından, unutmamıza fırsat da yok bu günü aslında ama; özel günleri
hatırlıyor, ya da birileri hatırlatıyor bize, bir şekilde...
Sosyal paylaşım sitelerinde annelere güzel sözler...
birlikte çekilmiş resimler... hediyeler de tabii günün beklenenleri. Aslında
bunların hiç birine söylecek sözüm yok, en az herkes kadar ben de seviyor ve
sevinmesini istiyorum annemin, ve diğer özel günlerde, diğer özel kişilerin. Ama
benim takıldığım nokta; özellikle “kız evlatlar” tarafından suistimali “annelik
müessesesinin”!
Her anne için, evladı özel, önemli, bir tane, en güzel... ve
karnında büyümeye başladığı andan itibaren; en üstüne titrediği, en sevdiği,
hatta canını verebildiği varlık dünyada... Bebekken, çocukken koruduğu, genç
olunca kolladığı, ve yaşı kaç olursa olsun, gözünde ‘korunmasız bebeği’ olarak
gördüğü...
Bunlar hepimizin, farklı şekillerde anlatabileceği şeyler
elbet. Peki ama evlatlar olarak; annelerin de en az bizler kadar birey
olduklarının ne kadar farkındayız?.. Bizim hayallerimizi gerçekleştirebilmemiz
için tüm güçleriyle yanımızda olan bu özel kadınların, kendi hayalleri, kendi
yaşamları için bizler ne kadar desteğiz?..
Hiç bitmeyen bu “anne-çocuk” denklemini, çoğumuz bencilce
suistimal etmiyor muyuz?
Pek çok kez tanık olmuşumdur, evli, çocuk sahibi, yani anne
olmuş arkadaşlarımın, sürekli olarak annelerinin hayatlarını kendilerine
endekslemeye çalışmalarını! ‘Yemeğim yok’, ‘çocuğu bu hafta sen alabilir
misin?’ gibi sürekli bir destek talebinde bulunmalarını... Tabii ki
evlatlarını, tabiri caizse canlarından önde tutan anneler, bunların hiçbirini
suistimal olarak görmeden ve çocuğunu mutlu etmek için yapmaktadır ama; bu koca
çocukların da belli yaşlardan sonra, annelerinin “kendi hayatları”
olabileceğini ve bu hayatlar için onlara fırsat vermeleri gerektiğini
hatırlamaları lazım!
Annelerimiz, dediğimiz gibi “baş tacımızsa”, bir kraliçe
gibi kendi isteklerinin gerçekleşmesini geciktirmemiz veya engellememiz, büyük
sevgi gösterilerimizle dalga geçmek gibi olmuyor mu?..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder