Şebnem Ferah söylüyor “Sil Baştan”... ve tüm radyolar çalıyor iki yıldır, eğlence mekanlarında canlı performans istek alıyor ve İngilizce rock dinleyenler bile; bir ya da iki kez olsun sonuna kadar dinliyor bu şarkıyı... Hepimiz, sözlerin felsefesini beğeniyoruz aslında, ne de olsa istemiyor muyuz geçmişten gelen bazı zincirleri kırmayı, bazı anılardan kurtulmayı...
Ama öyle olmuyor işte!.. Temiz bir sayfa açabildiğimizi düşünsek de, bizi, bugün biz yapan, geçmişte yaşananlar, acı veya tatlı... Dünden besleniyoruz aslında, şu anı yaşamaya çalışsak da, geleceği planlasak da, damarlarımızdan dün akıyor, biz dönüp arkaya bakmasak da... Ve geçmişten referans alan hayat, silinip yeniden başlamıyor, sadece ‘unutmuş’ gibi davranıyor ve biz duvarlarımızı yükseltiyoruz yaşama karşı, başka birşey yaptığımızı sanarak....
Hatta, bazen yeni başlangıçlardan koruyoruz farkında olmadan, ne de olsa eski, kötü de olsa tanıdık, bir şekilde başa çıkmayı öğrenmişiz yaşananlarla... Ama ‘yeni’ tüm tazeliği ve bilinmez güzelliği ile kapımızı çalarken, çekiniyoruz; yeniden başa çıkmayı öğrenme zamanından, sabrımız, heyecanımız kalmamış artık, daha yorgun davranıyoruz yüksek duvarlarımız arkasından...
Zorlansak da, korksak da, yeniyi kabul etmek zorundayız yine de, asılıp kalırsak geçmişe, gözümüze inen perdeden, göremeyiz geçen zamanı, tat alamaz, anı hissedemeyiz kısacık ömrü hayatımızda...
“Sil baştan başlamak gerek bazen
Hayatı sıfırlamak...
Sil baştan sevmek gerek bazen
Herşeyi unutmak...”
Hayatı sıfırlamak...
Sil baştan sevmek gerek bazen
Herşeyi unutmak...”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder