13 Mayıs 2013 Pazartesi

belki... sadece belki



Tek istediğim uyumaktı... Ne yaşanmışlıkların yükünü taşımak istiyordum, ne de yaşanmamışlıkların ihtimallerini düşünmek... Sadece yorganı başımdan aşağıya çekip, sinmek... O anda, o noktada yokmuş gibi olmak... Unutulmak ve en önemlisi unutmak!

Bakışlardaki anlamların yok olması, sesin heyecandan arınması, kalp atışlarının otomatikleşmesiydi tek dileğim. Heyecan, ihtiras, arzu, aşk, nefret... tüm güçlü duyguları bırakmak, sadece karanlıkta, perdeler kapalı yorganın altında yok olmak.

Neydi bu raddeye sürükleyen beni?...
...

Sadece yaşanan hayat; tüm edinilen ve edinilmeyenleriyle hayat... Bağlılık ve bağımsızlıklarıyla hayat...

Yorgundum, yorulduğumun tek ben farkındaydım, bir de cenin pozisyonunda kıvrıldığım yatak.  Nefesimdi tek duyduğum ses, ve beni yaşama bağlayan, yaşamı hatırlatan tek şey... Beynim; sessiz, kalbim; sevinçsiz, ruhum; renksiz olsun diyeydi tüm bunlar... Yorulmuşluğun sonucu, sevgisizliğin denklemi ve yaşanmışlığın ağırlığı başka türlü gitmeyecekti...

Biraz daha uzaklaşır gibi dünyadan, sokuldum yastığa... belki, sadece belki işe yarar diye insan olmadan uzaklaşmaya.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder