15 Mayıs 2013 Çarşamba

Arkasında Büyük Sırları Olan...



Sanki namaz kılar gibi kapanmıştı beyaz mermere, dizlerinin üzerinde, dirsekleri ve ellerine kapanmış, başı ağırlaşmış eğik, ağlıyordu içten içe... Sırtına vuran tazikli su, canını yakmaya başlamıştı, ne kadar süredir böyleydi?.. Tam olarak böyle düşmesine, eğilmesine ne sebep olmuştu?... Bilmiyordu... Sıcak su ve buharından nefes alamaz hale geliyordu, sanki artık beyni eriyecek ve burnundan akacak gibiydi...

Başı dönerek küvette doğrulmaya çalıştı, zorlanarak ayağa kalktı ve suyu soğuğa çevirdi... Önce vücudu, sonra beyni ve kalbi soğuk suyu hissetmeye başladı, saçlarının arasından akan soğuk su, yavaş yavaş baştan aşağıya tüm vücudunu rahatlattı. Bu kez ciğerleri, böbrekleri, göğüsleri soğukla savaşıyordu... Artık hisleri yok oluyordu ki; musluğu kapattı ve yavaş yavaş küvetten çıktı.

Bornozunu almadan, terliklerini giymeden, banyodan çıktı ve yandaki yatak odasına doğru yürüdü... Sanki kalbi ağzından çıkacakmış, ya da göğsünü parçalayacakmış gibi bir savaş veriyordu... Karanlıkta, ıslak yatağına doğru yürüken, o geceyi hatırladı; tek hatırası olan o geceyi... Kalbinin duracakmış gibi attığı, yağmurda ıslanmış, gecenin bir yarısı dağ yolunda yürüdüğü o geceyi...

Öncesi yoktu... Ne yaşanmıştı?... Niye o ıssız yoldaydı?... Sonradan yarattığı bu yaşam senaryosundan önce kimdi?.. Hatırlamıyordu... Yoksa hatırlamamayı kendi mi seçmişti??...

O şekilde ıslak ve düşünceli yatağa kıvrıldı... Acaba keşfetmek için çabalamalı mıydı sisli geçmişi, yoksa yeni senaryosunda kendine biçtiği role devam mı etmeliydi?.. Kendini film ve romanlarda olan o kuşkulu karakterlere benzetti, ve gülümsedi... ‘yağmurlu bir gecede aniden kapıyı çalan ve arkasında büyük sırları olan’ o karakterlere...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder