Beklenmedik anlarda, beklenmedik şeyler yaşarız hep... Tam
hayatı kontrol altına aldığımızda; kalbimizin ya telaştan boğamızda atmasını,
ya da karnımızda seviçten kelebeklerin uçmasını deneyimleriz aniden.
Bu bizim belki de içgüdüsel olan kontrol bağımlılığımıza
dünyanın verdiği bir savaştır. Hiçbirşey aslında kesin değildir hayatta. İki
dakika sonra kimi göreceğimiz, kiminle birlikte olacağımızın, neyi
yaşayacağımızın kesin olmadığı gibi... Ama yine de herşeyi kontrol etmeye çalışarak
devam ediyoruz yaşamaya.
Beklenmedik yaşananlar, ve ummadığımız duygularla barışmayı
öğreniyoruz yavaş yavaş. Neleri bir nebze kontrolümüz altına alabileceğimizi,
hangi konularda planlarımızın her zaman suya düşme ihtimali olduğunu yaşam
zorla da olsa öğretiyor bize...
Konu insansa mesela; hiç plan yapmamak lazım, sayılı
nefesimizin olduğu hayatta. Kendi düşünce ve duygularımızı her ne kadar kontrol
edebiliyorsak da, başkaları müdahil olunca konuya, film kopuyor beklemediğimiz
zamanda; senaryo değişebiliyor, oyuncular giriyor – çıkıyor metraja...
Bunu sürekli yaşamıyor muyuz aslında? Tam herşeyi detayıyla
görebildiğimizi sandığımızda, değişmiyor mu duygularımız, düşüncelerimiz, ve enerjimiz
gelişen yeni durumla...