2000’li yıllarla birlikte; yeni bir çağ, diğer bir değişle
“Altın Çağ” dedikleri bir dönemde olduğumuz söyleniyor. Spritüel görüşe göre;
bu çağ aydınlanma çağı; “eril” (erkek) enerji döneminde (1500-2000) bastırılan;
içgüdü, ruhani gelişim ve sağ beyinin yükselme ve yaratım; “dişil” enerji
zamanı...
Bu zamanda, sürekli dile getirilen ve birçok yerde; sosyal
medya ve diğer mecralarda karşımıza çıkan bazı söylemlerden bahsetmek istiyorum
bu haftaki yazımda; ama muhalif olarak bu anlatılanlara!
Öyle bir dile getiriyor ve yorumluyor ki bazı insanlar, kendileri
hayatı çözmüş, iç huzur ve dengelerini yakalamış ve nirvanaya ulaşmış gibi; hayat
döngüsünde yorulan çoğu kişi de bu rüzgara kaptırıyor kendini... Onlar formülü
buldular ya! Takip edilmeli!..
Aslında huzurlu olmanın hiç bir formülü yok satın alınacak;
sadece doğru davranmakla huzur gelir insana. Kötü söz söylememiş, çalmamış,
çırpmamış, yalanlar söylememiş, doğru, net ve dürüst davranıyorsan,
huzurlusundur zaten! Teknikler öğrenip, meditasyonlar yapmana gerek yok!
Ama gerçekten bir yükseliş olacaksa yaşamda; yaşayarak,
yaşadıklarımızı iliklerimize kadar hissederek, bocalayarak, düşerek, kalkarak
olacaktır bu süreç de; tarihteki tüm devirler gibi...
Yaşıyorsak eğer; sevinecek, üzülecek, gülecek, ağlayacak, mutlu
olacak, ya da acı çekeceğiz, yaşımız kaç olursa olsun, hayatta. “Ohm” diyerek,
evrenden sihirli değnek beklemenin alemi yok! Yaşayacağız, hissedeceğiz; hayatı
ve varoluşu çözmüş gibi “Rol Yapmayacak”, yapanlara da aklımızı kullanıp,
kanmayacağız!
Bireysel gelişimin; hangi formda olursa olsun, bireysel bir
yolda olacağını unutmadan, kendi yaşanmışlıklarımıza odaklanarak anlamaya
çalışacağız, satılan düşünce ve satılan tecrübelerden değil...
Şubat ayının tamamını, çok ağır bir rahatsızlıkla
geçirmiştim... Bugün oldu hala ciğerlerimdeki zorlanmayı hissediyorum zaman
zaman... Hastalığımın en zor zamanlarında, öksürmekten nefes alamaz, kasılan
kaslarımdan hareket edemezken, hem ruhen, hem bedenen acı çelip,
iyileşemeyeceğimi düşünürken; hayatımın en uzun düşünme ve algılama
süreçlerinden birini deneyimledim mesela...
Belki de çok yakınımdakiler bile farkında olmayabilir o
değişimin, gelişimin bende, ama benim farkında olmam zaten tüm mesele...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder