18 Eylül 2011 Pazar

Gizli Dakikalar­­­...

Çok şey vardı aklımda, sanki beynim çok pencereli bir oda. Pencerenin biri açılıyor, biri kapanıyordu, ardı ardına... Sorular, cevaplar, henüz sorulmamışlar ve cevaplanmamışlar... O kargaşada, öylesine başımı kaldırdığımda, büyülenmiş gibi kalmıştım yine, bir anda...
Ne kadar güzeldi... sanki gerçek değildi...
Kalın, büyük çam ağaçları arasında, geceye koşan o sıcak renk!
Gün batıyordu işte, günün en güzel anı, gizli bir kaç dakika başlıyordu, sadece görüp, bilene... Yeşil ulu çamlar, rüzgarda oynayan bir perde gibi, gri ve turuncunun dansını haber veriyordu bana...
Gözlerimi kapattım bir an; akşamın serinini hissettim, hem ruhumda.. hem vücudumda...
O gizli dakikalarda; deniz daha bir güzeldi, su daha bir sakin.... Yağmur daha bir güzeldi, damlalar daha bir narin... Hayat daha bir güzeldi sanki, anlar daha bir hakim; hem zamana, hem de aşka!
İnsan, bu saatte aşık olmalıydı mesela, bu saatte sevmeli, sevişmeli... Bu dakikalarda eğlenmeli, gülmeli ve hissetmeli...
...
... Ve ufuktaki ışık gittikçe parlaklığını kaybederken, pencereler açılıp kapanmaya devam etti...ama ben hala o anın büyüsünde...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder