4 Ağustos 2016 Perşembe

Arabesk

Yaşımız kaç olursa olsun, ruhumuz kaç badireden geçerse geçsin, hep bir çocuksu heves vardır içimizde, yeşermesine izin verdiğimiz sürece... Bende her yaşta hissettiğim bir duygudur bu, her ne kadar yaş, mevki, yaşam tarzım değişse de. İçimdeki o telaşlı, haylaz, hayalperest çocuk, sahneye çıkmak ister, fırsat buldu mu; plansız olarak her yerde.
 
İşte tam da öyle bir ruh halinde, gecenin bir yarısı olmuş saatlerde, elimizden düşmeyen akıllı telefon baş rolde, mesajlar kontrol ediliyor, bir beklenti içerisinde... Ve aklıma hit bir arabesk geliyor; meyhane gecelerinde. Hemen youtube’a giriyorum, ve şarkı devam ediyor şu sözlerle: “Telefonun başında, çaresiz bekliyorum, Bekliyorum ama çalmayacak biliyorum... Hala beni seviyorsun, Bunu sende biliyorsun, Niye beni aramıyorsun?..” Hakan Altun şarkısı, kazınmış dağarcığın bir yerine...
 
Ve gülümsüyorum kendi kendime; ne Selami Şahin, ne İbo, ne Orhan Baba şarkıları söylemişizdir; vintage, retro, rock, grunge, pop stillerimizle =)
 
Arabesk, her ne kadar tarz olarak bize uzak görünse de, en çok o acıklı nameler dokunmuştur yüreğimize, özellikle içimizdeki çocuk küstüğünde... Şişenin dibini kankalarla gördüğümüzde, dertlenip, içip, dağıtmak istediğimizde, inceden inceye arabeski de sevdik, ekledik kendi mozaiğimize...
 
Bazen çocuk gibi coşmalı yani, bazen de dertlenebilmeli o namelerle... Şimdi bir sahil kulübesinde olmak vardı; rakı, balık, dost sohbeti, klasik bir arabeskle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder