Kimi insan aydınlatır hayatımızı; ateş gibi, güneş gibi... ısısı yakar tenimizi, gözlerimiz kamaşır parlaklığından. Kimi insan mum gibi verir ışığını; daha sakin, daha yavaş... izlemek huzur verir içimize, uzun uzun bakarız karanlıktaki dansına... Her koşulda da ışık vardır ama; aydınlık veren, bizi kendine çeken, kendince saran, kavrayan, yaşayan...
Zor olan ışığın gitmesidir hayatından; karanlıkta ve soğukta kalan, damarlarındaki kanın da çekildiğini hisseder yaşanan yoklukta... Ne gözlerini yakan bir alev vardır orda, ne de huzurla izleyebileceği mum yanında...
Bu durumda çok fazla kalamaz insan, kalırsa yaşayamaz ruhu ışıksız yarında; mecburdur bir yerde başka bir ışık bulmaya; her ne kadar kendisi bir ışık olsa da..
Bu ışık oyununda; yürünüyorsa eğer başka pırıltılara; giden suçlayamaz kalanı!.. Çünkü sebebidir başka fenerlere yol alınmasında...
Uzun lafın kısası; "sen beni karanlıkta bırakırsan...başka ışığa yürümemin sebebi de sensin aslında..."